Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAMER) tarafından düzenlenen “Pandeminin Psikolojisi” semineri; PUAMER Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Aysu Gül Şanli’nin sunumuyla, Dr. Öğr. Üyesi Hilal Peker Dural, Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal, Klinik Psikolog Enise Öziç ve Arş. Gör. Gizem Gerdan tarafından gerçekleştirildi.
Tüm katılımcılara açık olan etkinlik, OMÜ Youtube kanalı üzerinden canlı yayımlandı. Etkinliğin açılış konuşmasında PUAMER Müdür Yardımcısı Şanli, PUAMER’in faaliyet alanları hakkında bilgilendirmeler yaparak sözü sırasıyla konuşmacılara bıraktı. Konuşmacılar, pandemi sürecinin etkilerine farklı açılardan bakarak değerlendirmelerini yaptılar.
“Dr. Öğr. Üyesi Dural “Aşının olası yan etkileri, insanları tereddütte bırakıyor”
Pandemi ve getirdiği belirsizlikleri konu alan Dr. Öğr. Üyesi Hilal Peker Dural, şu anda içinde olduğumuz pandemi sürecinde hem enfeksiyon riski hem de aşı güvenliğine ilişkin endişelerin belirsizliğe yol açtığını ve insanların bu belirsizliği nasıl yöneteceklerinin de risk kaynağı olarak neyi tanımladıklarına bağlı olarak değişebileceğini belirtti. Bunun da sonuç olarak aşı kararlarını etkileyeceğini söyleyen Peker Dural, aşı kararsızlığının birçok nedeni olabileceğine işaret ederken Covid-19 bağlamında yapılan araştırmaların olası yan etkilerinin, bu tereddüdün en önde gelen nedenlerden biri olduğunu gösterdiğini ifade etti. Dr. Öğr. Üyesi Dural, bu nedenle de çeşitli medya araçlarında insanların aşı ile ilişkili endişelerini azaltacak bilgilerin verilmesinin ve bu yönde kampanyaların yürütülmesinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Dr. Öğr. Üyesi Ünal “Pandemi sona erse dahi psikolojik etkiler kendini gösterebilir”
Bir diğer konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Elif Ünal, Covid-19 pandemisinin ruh sağlığı üzerine etkilerinden ve bu olumsuz etkilerle baş etme yöntemlerinden bahsetti. Pandeminin fiziksel sağlık kadar ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Ünal; yorgunluk, dikkat dağınıklığı, sinirlilik, uyku problemleri vb. olumsuz reaksiyonların; insanların rutinini bozan ve sağlığını tehdit eden bir durum karşısında verdikleri beklendik tepkiler olduğunu ifade etti. Ancak bu tepkilerin orantısız hâle gelmesi ve kişinin işlevselliğini düşürmesi durumunda önlem alınması gerektiğine atıfta bulunan Ünal, aksi hâlde pandemi sona erse dahi psikolojik etkilerin kendini göstermeye devam edeceğini dile getirdi.
Klinik Psikolog Öziç “Mindfulness; ruh sağlığımızı korunmada destek olacaktır”
Mindfulness (bilinçli farkındalık) ile kendine yardım konusu hakkında bilgiler veren Klinik Psikolog Enise Öziç ise pandemi sürecinde mindfulness ile ruh sağlığımızı korumaya destek sağlayabileceğimizin altını çizerek konuşmasına şöyle devam etti: “Düşüncelerimizi bir kenara bırakarak şimdi ve burada olabilmek ve anı yaşamak; bize daha esnek, daha sakin, daha huzurlu olabilmeyi sağlarken yaşamı daha çok hissetmemize olanak sunmaktadır. Anda kalmak; bulunduğumuz anda gördüklerimize, duyduklarımıza, kokladıklarımıza, kısacası beş duyu organımızın bize sunduğu bilgilere odaklanarak şimdi ve burada olanları hissetmek olarak tanımlanabilir.” dedi.
Arş. Gör. Gerdan “Kaygıyla baş etme yöntemlerinden biri; olumsuz duyguyu bertaraf edip tolere edebilmek”
Arş. Gör. Gizem Gerdan da sunumunda pandemi döneminde kaygı ve kaygının yönetimini ele aldı. Gerdan, konuşmasında Covid-19 sürecinde işlevsel olmayan korku ve kaygı, etkin olmayan baş etme stratejileri (panik, savunmacı tepkiler, uyumsuz davranışlar vb.) ile ilgili stratejilerin erken dönem ve geçmiş yaşantılarımızla ilişkisinden bahsederken olumsuz duygudan geçebilmenin ve bunu tolere edebilmenin anahtar baş etme yöntemlerinden biri olduğunu kaydetti.
Etkinlik sonunda Öğr. Gör. Aysu Gül Şanli, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.